Gebeliğin 13. haftasında bebeğin boyu yaklaşık olarak 7 santimetre, ağırlığı ise 20 gram civarındadır. Ortalama bir şeftali büyüklüğünde olan bebeğin baş ve vücut ebatları orantılanmaya başlamıştır. Bu haftadan itibaren bebeğin beslenmesi tamamıyla plasenta ve göbek kordonunun görev alanındadır. Bebek annesinin vücuduna ve yaşama çok daha sıkı tutunduğundan bu haftadan sonra düşük olma riski önemli ölçüde azalmıştır. Önceden birbirinden uzak olan gözler yavaş yavaş birbirine yaklaşmaya ve kulaklar kendi yerlerini almaya başlar. Artık bebeğin genital organı tamamen belirgin olmasına rağmen bu hafta ultrasonla cinsiyet belirleyebilme imkansız değil, ama çok zordur. 13. haftada bebeğin kollarında, bacaklarında küçük kemikler oluşmaya ve ses telleri gelişmeye başlar. Kısa süre önce parmağını emmeye başlayan bebeğin ultrason görüntüsünde parmağını emdiği net olarak fark edilir. İşte bu haftaki ultrason görüntüleri anne ve baba adaylarını daha çok mutlu etmektedir. Zira artık bebeğin yüzü ve diğer organları önceki haftalara göre tam bir bebeğe benzemektedir.
13. haftada anne adayında hangi değişiklikler meydana gelir?
Bu hafta rahim gerildiğinden anne adayının karnında ve sağ kasığında ağrılar, spazmlar oluşur. Bu ağrılar çok şiddetli olduğunda doktor önerisiyle bir ağrı kesici kullanılabilir. Gebeliğin başından itibaren yaşanan kusma ve bulantılar artık neredeyse tamamen kaybolduğundan, anne adayı için çok daha rahat bir hamilelik süreci başlayacaktır. Ancak anne adayının göğüslerindeki aşırı duyarlılık, mide yanması, ekşime, baş ağrısı ve baş dönmesi hala devam etmektedir. Bu hafta itibariyle karın daha hızlı büyüyeceğinden ciltte çatlak oluşumları yaşanabilir, özellikle de yüz ve ellerde lekelenmeler meydana gelebilir. Bu sebeple cilt bakımına ve dış etkenlerden korumaya ekstra özen gösterilmelidir. Ayrıca kilo alımı hızlandığından daha rahat hareket edilebilmesi için hamilelik kıyafetleri tercih edilmesi gerekir.
13. haftada anne adayının beslenme düzeni nasıl olmalıdır?
Hem anne hem de bebeğin sağlığı için hayati önem taşıyan su tüketimi özellikle 13. haftadan itibaren artırılmalıdır. Su yüksek miktarda flörür içerdiğinden hem annenin dişlerinin zayıflamaması hem de bebeğin diş gelişiminin yeterli düzeyde olabilmesi için günde 2,5-3 litre su tüketilmesi çok önemlidir. Bu düzlemde yemeklerden önce ve sonra mutlaka birer bardak su içmek, yemek esnasında ise su tüketiminden uzak durmak gerekir. Ayrıca hem hamilelikte demir eksikliği yaşamamak hem de doğum sonrasında ihtiyaç duyulacak olan demiri depolayabilmek için anne adayının demir içeren besinleri tüketmesi gerekmektedir. Örneğin yağsız kırmızı et, karaciğer ve ton balığı çok yüksek demir içermektedir ve bu demirin emilimi de hızlı gerçekleşmektedir. Bunun yanında her gün bir bardak pastörize süt, bir kase yoğurt ve 1-2 dilim tam buğday ekmeği tüketmek bu dönem beslenmesiyle ilgili altın önerilerdir. Bunun dışında yeterli ve dengeli beslenmeye, az ve sık yemeye, yağlı, tuzlu gıdalardan uzak durmaya özen göstermek yeterlidir.
Gebelikte takviye vitaminler alınmalı mı?
Gebelik dönemi anne adayının normal rutinden daha fazla vitamine ihtiyaç duyduğu bir dönemdir. Bu sebeple eğer hamilelikte ihtiyacı karşılayacak ölçüde vitamin beslenmeyle alınamıyorsa doktorun önereceği takviye vitaminler alınmalıdır. Ancak yeterli ve dengeli beslenen, doktor testlerinde verileri uygun çıkan hamilelerin takviye vitamin almasına gerek kalmamaktadır.