Bu haftaya kadar hafif kıpırdanmalar yaparak anneye varlığını hissettiren bebek, artık çok daha fark edilir hareketler yapacak, tekmeler, dirseklerle annesini sevindirecektir. Zira 29. hafta itibariyle bebek yaklaşık 40 santimetre boyunda ve 1150 gram ağırlığındadır. Bu ölçüler anne ve babanın genetik özellikleri de göz önünde bulundurularak birkaç birim az ya da fazla olabilmektedir. Bu haftadan doğuma kadar geçen 10-11 hafta içinde bebek şimdikinin 2-3 katı büyüklüğe ulaşacaktır. Bu sebeple de annenin hissettiği ağrı ve basınç çok daha fazla olacaktır. Akciğerleri ve kasları gelişmeye devam eden, kafası büyüyen bebeğin ve dolayısıyla da annenin çok daha fazla kalsiyuma, folik aside, demire ve proteine ihtiyacı olmaktadır. Bebeğin görme, duyma ve tat alma duyuları tamamen gelişmiş, beyin de nefes alıp verme hareketlerini düzenlemiştir.
Gebeliğin 29. haftasında annenin yaşadığı gelişmeler
Bebeğin büyümesine paralel olarak annenin kasıklarında, belinde ve bacaklarında hissettiği ağrılar da artmaktadır. Bununla birlikte bebek artık daha büyük ve güçlü olduğu için tekmeler ve dirsek vuruşlarıyla anneyi zorlayabilecek durumlar oluşabilmektedir. Ayrıca artan mide yanması, ekşimesi şikayetleri, kabızlık ve dolayısıyla da gaz sorunu da annenin yaşamını olumsuz etkileyebilir. Dayanılabilir düzeyde olan şikayetler gebeliğin normal sürecinin içinde var olan durumlardır. Ancak ileri boyutlara ulaşırsa doktora başvurmakta fayda vardır. Gebelik haftaları ilerledikçe kabızlık ve gaz sorununu azaltabilmek için, anne adayının günlük sıvı alma miktarını artırması gerekmektedir. Sıvı alımı arttığında ise zaten normalde daha sık idrara çıkan anne, çok daha sık aralıklarla tuvalete gitmek durumunda kalır ve bu da annenin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Ancak tüm bunlara rağmen sıvı alımı ihmal edilmemeli ve tuvalet ihtiyacı hissedildiğinde kesinlikle hemen bu ihtiyaç karşılanmalıdır. Aksi halde idrar yolu, vajinal enfeksiyonlar yaşanabilmektedir. Tüm bunlara ek olarak hormonların fazla salgılanması sebebiyle sık sık tansiyon düşebilir, nefes alıp vermekte zorluk, burun tıkanıklığı ve ani burun kanaması yaşanabilir. Bu şikayetler belli bir miktarda tüm hamilelerde gözlenebilmekle birlikte, gebelik egzersizleri, hafif tempo yürüyüşler yapan, kilosunu kontrol altında tutan gebelerde daha az görülmektedir.
Gebeliğin 29. hastasında anneye beslenme önerileri
Gebeliğin ilk 25 haftalık sürecinde anneye günlük 1500 miligram civarında kalsiyum yetmekteyken, artık bu ihtiyaç biraz daha artmıştır. Zira özellikle de 29. haftadan sonra bebeğin günlük en az 250 miligram kalsiyum alması gerekmektedir. Kalsiyum için takviye ilaç ya da tabletlere ihtiyaç duyulmamakla birlikte, günlük tüketilen süt, yoğurt, peynir, yeşil yapraklı sebzeler ve taze sıkılmış portakal suyunu ihmal etmemek ve mümkünse bir miktar artırmak yeterli olacaktır. Ancak fazla kilo almamak için süt ve süt ürünlerinin yağsız olanlarının tercih edilmesinde fayda vardır. Yağlı süt ya da yoğurdun kalsiyum içeriği açısından bir fark olmamakla birlikte, yağlı olanların annenin vücudunda fazladan yağ depolanmasına sebep olduğu da bilinmektedir. Ayrıca yemeklerde büyük porsiyonlar tüketenlerin, yağlı, tuzlu, baharatlı ve hamur işi ağırlıklı beslenenlerin daha hızlı kilo aldıkları ve dolayısıyla da mide yanması, hazımsızlık, gaz gibi pek çok sorunu daha fazla yaşadıkları görülmektedir. Bu sebeple her besin çeşidinden azar azar yemek, bebeğe ve anneye faydası olmayan gıdalardan uzak durmak bu dönemin hayat kurtarıcı beslenme önerisi olabilir.