Günümüzde tüp bebek tedavi yöntemleri ile kadınlarda başarı şansı 35 yaşına kadar ortalama %50- 60 arasındadır. Çiftlerin hemen umutsuzluğa kapılmamasını, ciddi sağlık sorunları yaratan ve tedaviyi olumsuz etkileyen stresten uzak durmaları gerektiğini söyleyebiliriz. Önemli olan başarılı olabilmek için zamana ihtiyacınız olduğunu bilmenizdir. Tedavi olmaya karar veren çiftlerde genellikle uygulanan tedavi yöntemleri şunlardır;
- Ovulasyon indüksiyon (Yumurtlamayı arttırıcı tedavi),
- Aşılama, inseminasyon (Erkekten alınan spermin rahim içerisine verilmesi),
- Kısırlığa yol açan nedenlere göre tedavi,
- Üremeye yardımcı tedavi teknikleri,
Tedavi sürecinde dikkat etmeniz gerekenler nelerdir?
Tedaviye başlamadan önce anne adayının geçirdiği tüm hastalıkları, varsa kullandığı ilaçları doktoruna bildirmesi gereklidir.
Tüp bebek tedavisi öncesi sigara ve alkol kullanımı bırakılmalıdır.
İdeal kiloda olmak tedavi başarısı üzerine olumlu etki gösterir.
Kadın Infertilitesine (Kısırlığa) Yol Açan Nedenler
- Yumurtalama bozuklukları (Polikistik over sendromu, Çikolata kistleri)
- Tüplerin tıkalı olması
- Antisperm antikorlar
- Endometriozis
- Rahimde bulunan patolojiler
- Troid hormon bozuklukları (guatr, hipotroidi, hipertroidi)
- Genital organlarla ilgili geçirilmiş enfeksiyonlar
- Daha önceden geçirilmiş olan rahim ve yumurtalıklar ile alakalı ameliyatlar
- Süt hormonunun yüksek olması
- İleri yaşa bağlı over rezerv azalması
- Rahim ağzı ile alakalı sebepler, servikal faktör
- Sigara kullanımı
- Aşırı kilolu olmak
- Rahim ağzının kapalı olması
- Düzenli bir şekilde cinsel ilişkiye girmemek
- Vajinismus
- Rahimin içerisinde yapışıklık olması
- Luteal faz yetmezliği
- Kemoterapi ve radyoterapi tedavisi görmüş olmak
- Erken dönemde menopoza girmek
Yumurtlama bozuklukları kadınlarda en sık görülen kısırlık sebebidir.
Gebeliğin oluşabilmesi için öncelikle kadının yumurtasının yumurtalıklardan dışarı atılması, yumurtlaması gerekmektedir. Normal şartlarda kadın, ayda bir kez yumurtlamaktadır. Ancak bu yumurtlamanın seyrek olması, düzensiz aralıklarla seyretmesi ya da hiç olmaması yumurtlama bozukluğu olarak ifade edilmektedir. Bir kadının yumurtlama bozukluğundan şüphelenmesi için en önemli belirti, adet kanamalarının düzensizleşmesidir. Her ay düzenli adet gören kadınlarda da yumurtlama bozuklukları görülebilmektedir.
Kadınlarda yumurtlama olabilmesi için beyinde hipofiz bezinden salgılanan kadınlık hormonlarının düzenli aralıklarla ve yeterli miktarda salgılanması gerekmektedir. Eğer bu hormon doğuştan itibaren hiç salgılanmazsa kadın yaşamı boyunca hiç adet göremez. Hormonlar düzensiz salgılanırsa, adet kanamaları da yumurtlama da düzensiz olur. Bununla birlikte prolaktin olarak adlandırılan süt hormonu normalden fazla salgılanıyorsa da cerrahi yöntemler ve ilaç tedavileri ile prolaktin seviyesi normale indirilinceye kadar yumurtlama bozuklukları yaşanır.
Ayrıca herhangi bir bozukluktan dolayı yumurtalıklarda çok sayıda kist oluşması durumu olan Polikistik Over Sendromu da yumurtlama bozukluklarına yol açmaktadır. Düzensiz adet kanamaları, aşırı tüylenme ve saç dökülmesi, aşırı sivilcelenme de Polikistik Over Sendromundan (PCOS) kaynaklı yumurtlama bozukluğunun belirtileridir.
Fallop tüplerinin deforme veya tıkalı olması kısırlığa yol açar.
Gebeliğin oluşması için öncelikle sperm ve yumurtanın bir araya gelip döllenmeyi meydana getirmesi gerekmektedir. Eğer kadının tüpleri bir miktar tıkalı ya da tamamen kapalı ise doğal yollarla gebelik elde etmek çok zor ya da imkansız hale gelir. Çocuklukta vücuda alınan verem mikrobu, cinsel yolla bulaşan enfeksiyon ve mikroplar, geçirilen cerrahi operasyonların yol açtığı karın içi yapışıklıklar, rahim içi dokusunun vücutta başka bir alanda kendini göstermesi gibi durumlar tüplere zarar verebilmektedir. Tüplerin işlevselliğini olumsuz etkileyen bu tür durumlarda kadının doğal yolla gebe kalması pek mümkün olmamaktadır.
Endometriozis kadın kısırlığının sebeplerindendir.
Rahim içini kaplayan gebelik oluştuğunda embriyonun tutunmasını sağlayan, gebelik olmazsa da adet kanaması ile dökülen dokunun rahim dışında başka bir alanda oluşmasına Endometriozis adı verilmektedir. Rahmin yüzeyinde, bağlarında, tüplerde ve yumurtalıklarda normal dışı olarak rahim içi dokusu oluştuğunda bu doku, her ay adet döneminde kanama yapar ve bu kan vücut dışına atılamadığından etrafındaki alanlarda yapışıklık, iltihap oluşmasına sebep olur. Ayrıca Endometriozis yumurtalıklara meydana geldiğinde Endometrioma adı verilen çikolata kistleri oluşur. Kadınlar cinsel ilişki esnasında ve sonrasında, adet kanamaları öncesinde ve sırasında şiddetli acı, ağrı hissediyorlarsa, adet kanamaları düzensizleşmişse ve doğal yollarla gebe kalamıyorlarsa Endometriozisten şüphelenmelidirler. Endometrioz sorunu olan kişilerin %80’i kısırlık sorununa maruz kalır.
Rahim ağzı problemleri kadınlarda kısırlığına yol açabilir.
Rahim ağzında doğuştan var olan ya da sonradan meydana gelmiş yapısal bozukluklar, bu alanda oluşmuş polip veya miyomlar ve bunların tedavisinde uygulanan cerrahi operasyonlar kadınlarda kısırlık sebeplerindendir. Bununla birlikte hormonların etkisiyle rahim ağzında oluşan salgıdaki bozukluklar, anormal özellikler spermlerin genital yoldan transferini zorlaştırmaktadır. Ayrıca herhangi bir sebeple rahim ağzında meydana gelen enfeksiyonlar kadında kısırlığa yol açabilmektedir.
Yumurta rezervinin düşük olması doğal yolla gebelik elde etmeyi zorlaştırır.
Her kadın belli sayıda yumurta kapasitesi ile dünyaya gelmektedir. Ancak ilerleyen yaş, kullanılan ilaçlar, çeşitli rahatsızlıkların tedavisinde uygulanan cerrahi operasyonlar kadının yumurta rezervini düşürmekte, azaltmaktadır. Yumurta rezervi azaldıkça da doğal yolla gebelik elde edebilme ihtimali de düşmektedir.
Rahim ya da yumurtalık ameliyatları kadında kısırlığa yol açabilir.
Rahimde oluşan miyom ya da polip gibi iyi huylu oluşumlar cerrahi operasyonla alınırken bu alanda yapışıklıklar oluşabilmekte ve yapışıklıklar da gebeliğe engel olabilmektedir. Ayrıca yumurtalıklardaki sorunlardan dolayı bir yumurtalığın alınması da buradaki hormon seviyelerini düzensizleştirir ve doğal yolla gebelik elde edilebilme olasılığı düşer. Herhangi bir rahatsızlık dolayısıyla iki yumurtalık da alınırsa gebelik imkansız hale gelir.
İlerleyen yaş kadının gebe kalmasını zorlaştırır, hatta imkansızlaştırır.
Kadınların gebe kalabilmesinde en önemli faktör üreme fonksiyonlarının tam kapasite çalışıyor olmasıdır. Bu bağlamda da kadının yaşı önemli bir etkendir. Zira 20 yaşındaki sağlıklı bir kadının bir yıl içinde doğal yolla gebe kalma ihtimali yaklaşık %85 iken, 35 yaşın üzerindeki sağlıklı bir kadının aynı süre içinde gebe kalma ihtimali ortalama %50 civarındadır. Çünkü yaş ilerledikçe kadının üreme fonksiyonları, kapasitesi, yeterliliği hızla azalır.
iltihap ya da doğumsal yapışıklıklar, miyom adı verilen rahmin içine doğru gelişen tümörler, doğumsal kaynaklı yürek biçimindeki rahimler, çift rahme sahip olma, rahimdeki şekil bozuklukları, enfeksiyonlar ve mukus kalitesinin kötü olması, rahim ağzında (serviks) ya da rahim içinde gelişen polipler, düzensiz hayat, sigara, alkol kullanımı, kilo, stress kısırlığa yol açan faktörler arasındadır.
Kadın İnfertilitesinin Tedavisi mümkün müdür?
Cerrahi ve girişimsel yöntemlerle kadınlarda gebe kalınması oranı yaş faktörü ile birlikte farklılık göstermektedir. Doğru merkez ve doğru hekim seçimi ile yukarıda belirtilen faktörlerin birçoğu rahatlıkla ortadan kaldırılabilir.
- Ovulasyon indüksiyon (Yumurtlamayı arttırıcı tedavi)
- Aşılama, inseminasyon (Erkekten alınan spermin rahim içerisine verilmesi)
- Kısırlığa yok açan nedenlere göre tedavi
- Üremeye yardımcı tedavi teknikleri Tüp bebek (IVF), mikroenjeksiyon (ICSI)
Kadın Faktöründe Kısırlığa Yol açan Nedenler için ayrıca bakınız.